Sıtkı Kahvecioğlu 1934 yılı Artvin'de Çarşı Mahallesi'nde doğmuş  sert mizaçlı, asi yaradılışlı bir aksiyon adamı olarak bilinen değerlerimizden biri.

1934 Yılının 7 Mart günü hayata merhaba diyen Artvin'in bilinir siması Sıtkı Kahvecioğlu, 6 yaşında okula başlıyor. İlkokulu Gazi'de okuyan Kahvecioğlu 1959 yılında 25 yaşında Ankara Hukuk Fakültesi'nden genç bir avukat olarak mezun oluyor. Askerliğini  Ankara Piyade Okulu'nda, eğitim sonrası kura çektikten sonra Doğu Beyazıt'a giderek tamamlıyor.  
Sıtkı Kahvecioğlu'nun eşi Kadriye hanım tam bir İstanbul hanımefendisi Aynı zamanda çok iyi ressamlardan biri. Kahvecioğlu Kadriye hanımın tablolarından büyük zindelik duyduğunu zaman zaman dile getiren bir eş olduğunu vurgulamaktan kaçınmıyor. Sıtkı Kahvecioğlu askerlik sonrası 1967 yılında Hasan Fehmi Alparslan'ın bürosunda avukatlığa başlamış.

  
Kahvecioğlu,  Eskişehir’den gelirken Polatlı yakınlarında kaza geçiriyor. Annesi ve küçük kız kardeşi Belma Hanım yaşamını yitiriyorlar. Bundan ötürü günlerce kendine gelemiyor. Hayatının belki de en zor günlerini geçiriyor . Lakin yaşama tutunmak için mesleğini devam ettiriyor. Kahvecioğlu, mizacı gereği  asi, inatçı kişiliğiyle bilinmektedir. Sert görünümlü  duruşunu hayatı boyunca sergileyen bir yönü olmuştur. Avukatlık mesleğinde büyük paralar kazanmış, başarısı Türkiye çapında duyulmuştu.

  
Kahvecioğlu'nun babası Meloda bakır madeni işiyle iştigal ediyordu. Yatak yatak aramalar sonucunda madeni bulmuş ve Sıtkı beyin hemen yanına gelmesini istemişti. Kahvecioğlu kazandığı kariyerini bırakarak Artvin'e dönmüştü. Babasıyla birlikte maden işine başladılar. Kahvecioğlu madene yol yaptırdı. Maden rezervlerini arkadaşı Nurettin Vatan kamyonuyla Murgul'a taşıdı. Ancak çıkan maden işin navlununa yetişmiyordu. Kahvecioğlu avukatlıktan kazanmış olduğu tüm parayı maden sayesinde tüketti. Elde avuçta hiç bir şeyi kalmayan Kahvecioğlu ailesi oldukça zorlu dönemler geçirdiler. Azmi hiç bir zaman tükenmeyen Kahvecioğlu "Memleketimde battım, memleketimde ayağa kalkacağım" dedi. Artvin'de noterliğe başladı. 1973-1978 arasında beş yıl noterlik yaptı. Bundan sonra İstanbul'da Kadıköy'ün en görkemli binasında ofisini açtı. Çok kısa bir sürede işlerini toparladı. 

Kahvecioğlu ara sıra yurtdışı gezilerine çıkıyor,  Brezilyada Hazreti İsa’nın yüksek bir heykelini görüp çok etkileniyor. Atatürk heykelini kafasında biçimlendiriyordu. Artvin'e geri dönerek en büyük idealini gerçekleştirmek için kolları sıvıyor. Mülkiyet hakkı ormana ait Atatepe'yi seçerek devletten yasal müsaadeleri de alarak işe başlıyor. Kahvecioğlu'nun kafasındaki Atatürk Heykelini yapacak birisini bulamıyor. Yurt dışından bir heykeltıraş bulunuyor. Ancak heykeltıraş Atatürk'ü tanımıyor. Kahvecioğlu heykeltıraşı Afyon, Ankara ve diğer şehirlerde bulunan heykellere göstererek yeterli derecede bilgi sahibi olmasını sağlıyor.  

Kahvecioğlu Atatepeye dikilecek Atatürk Heykeli'nin 30 metre olmasını istiyor ama statik hesapçıları bunun yer zemin şartlarına uygun olmadığı gerekçesiyle 22 metre olmasına karar veriyorlar. Bu suretle Atatepe'ye 22 metre boyundaki Atatürk Heykeli'nin dikilmesini sağlıyor.