
İÇİMİZDEN BİRİ "Deli Zabit"
Bu haber 15344 kez okunmuş ve görüntülenmiştir.
Gazetemizin konuğu, sessiz, sakin, kendi halinde, yüreği güzel bir insan. Belki hepimizden daha mutlu, belki her günü her anı hüzün dolu… Küçük şehrin deli Zabit diye tanıdığı bir isim; Sabit Torun.
Efendim insanoğlu elde ettiğinin hep daha iyisine ulaşmak ister. Yaşamına güzellikler katmak içindir bu uğraşı. Yinede bazen ölçüyü kaçırır, yaptığımız her şeyi biraz abartırız. Dönüp baktığımızda karmaşık bir duygu bedenimizde gezinir. Duygu değişkenliğini yaşarız da çoğu kez üzerinde durmayız bile. Bu umursamayışımız ya boş vermişliğimizden ya dağınıklığımızdan öte bir şey değildir. İtina ile üzerinde durduğumuz bir şey vardır; mutlu ve huzurlu bir yaşam… Mutlu insan elindeki ile yetinmesini bilen insandır. Acılarımız, hüzünlerimiz üzerimize sinmiş yaşamın gözyaşı gibidir. Çektiklerimize hep yanmışızdır. Ah! Bir geriye dönüp baksak ne zorlu ne çileli yaşamlar gelip geçmiştir. Bu gün gelin acılarını, gözyaşlarını içine akıtmış, ağız tadı ile keyif almamış, bir dünya içinde bir garip kalmış, o koca dünyada izdivaya çekilmiş gibi yalnız, bir garip insan. Yüreği güzel, kendi güzel, küçük şehrin bir güzel insanından söz edelim.
Efendim gazetemizin konuğu, sessiz, sakin, kendi halinde, yüreği güzel bir insan. Belki hepimizden daha mutlu, belki her günü her anı hüzün dolu… Küçük şehrin deli Zabit diye tanıdığı bir isim; Sabit Torun.
Sabit Torun 1930 yılında Narlıkta dünyaya geldi. Çocukluğu Yusufeli’nde köyünde ve sonra evlatlık olarak gittiği Kuvarskanda geçti. Herkes gibi o da eli ayağı düzgün normal bir çocuk olarak dünyaya geldi. Altı yaşında yetim kaldı. Annesi Dikmenliye evlendi. Sırımoğullarından Şahinbaşlar bizim Sabiti evlatlık olarak yanına aldı. Üç kardeştiler. Ağabeyi Ali Torundu. Küçük kardeş Osman annesi ile Dikmenliye gitti. Sabit köyde çobanlık yaptı, günler böyle geldi geçti. Sabit askere gidinceye kadar ağabeyi ile Şahinbaşlarda kaldı. Askerliğini Erzincan da yaptı. Çocukluğundan beri çok temiz ve oldukça saf birisiydi. Öne çıkıp iki laf etmez, sormadan konuşmazdı. Onun askerliği ile alakalı çeşitli söylentileri dolaştı durdu. Ancak gerçeğe en yakını şuydu. Sabit bir gece morgda nöbet için görevlendirildi. Morgda çok sayıda ölü vardı. O gece orada korktu, nöbet yerinden biraz uzaklaştı. Nöbet yerinde olmadığı içinde müthiş şekilde dövüldü. İçinde duyduğu o müthiş korkusu, yediği o amansız dayakla birleşince orada aklını oynattı. Ve diğer günlerde kendini bir türlü toparlayamadı. Mahsus yapıyor gerekçesi ile de yanlış anlaşıldı ve neredeyse her gün dayak yedi. Bizim Zabiti gelen dövdü giden dövdü. Aklını iyice yitirdi. Askerden rahatsız olarak geldi. Bir süre yine köyde çobanlık yaptı. Kimse ile konuşmuyor, bütün gün ağzından tek bir sözcük çıkmıyordu. Farklı bir duygu, bir gizem, bir sır gözlerine gelip takılıyor, yüzünde birine gülümsüyor gibi duran manasız bir tebessüm hiç eksik olmuyordu. Sonra ağzının bir kıyısında o tebessümün derin izleri takılıp kaldı. Sık sık mezarları gezmeye başladı. Annesine Dikmenliye gidiyor ama ona bile derdini anlatmıyordu. Ağabeyi evlendi, kardeşi Zabiti yanına aldı. Ali Torunun öğretmen okuluna kaloriferci olarak işe girmesinde Ahmet Meriç yardımcı oldu. Sabit için evin yanında küçük bir kulübe yaptılar. Eve hiç girmedi. O küçük kulübe bütün dünyası ve ömrünün gönül sarayı olmuştu. Yemeğini hep dışarıda yedi. Müthiş bir öngörüsü, farklı bir altıncı his dediğimiz algılama gücü vardı. Olmadık şeylerden söz eder, bir gün onlar gerçek yaşamda karşılarına çıkardı. Sonra kendi kendine konuşmaya başladı. Kendine ait zengin bir iç dünya kurmuştu artık. Yaşlandıkça kendine bir pardösü edindi. Ceketinin yakasına madalyonlar takıp, elindeki değneği ile bütün gün sokakları gezindi durdu. O denli hassas bir yüreği vardı ki karıncayı bile incitmekten çekindi. Günler geçtikçe küçük şehrin sevgilisi oluverdi. Herkesten para almazdı. Paranın kıymetli olduğunu biliyordu ama onun için paranın bir önemi yoktu. Ahmet Meriç onun tırnaklarını keser, yemek yedirirdi. Nazım Saklıca da ona çok iyi davranır, bir köşede yemeğini verirdi. Ferhan Beken, Yalçın Keleş ve Hüseyin Kuzu ona özel ilgi alaka gösterirdi. Deli Zabitte çarşıya çıktığında her fırsatta onları görmeye çalışırdı.
1989 yılında soğuk bir günde yaşamını yitirdi. Yüzünde hala o esrarlı tebessüm, ağzının kıyısında gülüşünün esrarlı izi hala duruyordu. Öldüğü gün belki en mutlu günüydü. Yüzüne farklı bir huzur yayılmıştı. Cenazesini belediye kaldırdı. Mezarı kolortadadır. Bir sessiz can gibi geldi, bir sessiz can gibi aramızdan ayrılıp gitti. Bu dünyayı nasıl gördü, nasıl bir gözle baktı onu hiç anlayamadık?
Efendim Küçük şehrin deli Zabitini evlatlık olarak yanına alan ve hep ilgilenen Sırımoğullarından dönemin muhtarı Mustafa Şahinbaşı ayakta alkışlıyoruz. Güzel insan Zabitimize Yüce Allahtan Rahmet diliyoruz. Nur içinde uyusun. Sokak Manzaraları isimli köşemizden sevenlerine ve yeğenlerine buradan kucak dolusu selamlar gönderiyoruz…
Sevgi ile kalın.
Ömer Yerlikaya
ETİKETLER :ÖNERİLEN HABERLER

Artvin Kültür Turizm Evi’nden Keyifli Lezzetler Keyi...
Artvin Kültür Ve Turizm Evi 2025 Ramazan Ayına Artvin’in Yöresel Lezzetleriyle Girdi. Ramazan Ayı Süresince Zengin Men...

ARTVİNDEN YETİŞENLER Murat Baytan “Yönetim Danışmanı...
Murat Baytan 1971 yılında Murgul İlçesinde dünyaya geldi.. Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi, Çalışma Ekonomisi v...

Faruk Çelik Özgür Özel için kırmızı kart çıkışını el...
Bir dönem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Tarım ve Orman Bakanlığı görevlerinde bulunan AK...

Murgul'da heyelan büyük zarara yol açtı; yapılaşma n...
Artvin'in Murgul ilçesinde geçtiğimiz günlerde gece meydana gelen heyelana yakalanan köy sakinleri dağın kop...

Çoruh Söyleşileri; Zülfü Livaneli’nin Babası Mustaf...
Ünlü sanatçı ve yazar Zülfü Livaneli’nin babası ile konuşup, Artvin’le olan bağlarını öğrenmeyi düşünüyordum. Ankara’da...

MERT DTM 4.mağazasını Kartal’da Açıyor.
Artvinli işadamı Mehmet Kitapçı tarafından 1981 yılında temelleri atılan Mert Dtm ev tüketim ve ihtiyaç malzemeleri &n...

Doğa Savunucuları Reşit Kibar İçin Nöbet Tuttu
Artvin'de ağaç kesimine karşı çıktığı için öldürülen Reşit Kibar anısına İstanbul'da doğa savunucuları Validebağ Korus...
YAZARLAR
Video Galeri

Artvin Kültür Turizm Evi’nden Keyifli Lezzetler Keyi...

ARTVİNDEN YETİŞENLER Murat Baytan “Yönetim Danışmanı...

Faruk Çelik Özgür Özel için kırmızı kart çıkışını el...

Murgul'da heyelan büyük zarara yol açtı; yapılaşma n...

Çoruh Söyleşileri; Zülfü Livaneli’nin Babası Mustaf...

MERT DTM 4.mağazasını Kartal’da Açıyor.

Doğa Savunucuları Reşit Kibar İçin Nöbet Tuttu

Artvin’de keşfedilen bal, köylünün yeni gelir kapısı...

Gülfidan Erdem Artvinlilere Ev Yemekleri Sunacak!.

Hayatlara dokunup sosyal sorumluluk projelerine uzan...
- ARTVİNİ TANIYALIM
- Yusufeli Mutfaklarının Geleneksel Tatlısı “Kaysefe”
- ARTVİNLİ YAZAR VE EDEBİYATÇILAR Ülkü Önal “Gezi Yazarı, Araş...
- ARTVİNDEN YETİŞENLER Mümtaz Ural “İşadamı, Turizmci”
- Başkan Elçin; "Belediyemizde Esnek Mesai Çalışması Başlattık...
- ARTVİN BÜROKRATLARI Yılmaz Olgun İl Planlama Ve Koordinasyon...
- ARTVİN GÜNDEMİ Çayağzı Mahallesindeki Kafede Yangın Çıktı.
- ARTVİN YAŞAM & GÜNDEM HABERLERİ "Artvin'de Doğalgaz Yatırıml...
- Hava Kargosu Hizmetlerinde Tercih Edilen Marka; “MNG Hava Yo...
- ARTVİNDE HAYVANCILIK “Köy muhtarı köye dönüş yapanlara inek ...
- İÇİMİZDEN BİRİ "Can Fiko"
- KÜNYE
- ARTVİNLİ SPORCULAR Hakkı Çapkınoğlu “Türk Voleybolcu”
- ARTVİNLİ SANATÇILAR Mehmet Özer “Fotoğraf Sanatçısı, Şair, Y...
- ARTVİNLİ SİYASETÇİLER Yavuz Karahan “Siyasetçi, Önce İnsan P...