İÇİMİZDEN BİRİ “Minderi Kendinden Yaylı Kasap Sezai”

İÇİMİZDEN BİRİ “Minderi Kendinden Yaylı Kasap Sezai”

Bu haber 21541 kez okunmuş ve görüntülenmiştir.

Kasap Sezai akşama kadar dağda-bayırda koyun otarır, akşamdan sonra çarşıda orda-burda adam otarır. Adam otarma ciddi iştir, dalgaya gelmez. Ciddiyetle ve itinayla adam otarılır, işletilir. 

Sezai’den uzak durmak menfaatiniz icabıdır. Amma öyle her önüne gelene de şaka yapmaz, işletmez, bilir adamını ooo… Özeldir onun adamları. Şakaları da markadır hem: “Aha bu Sezai’nin işidir!”

Traş bıçağına para vermez, sakalları da kendiyle birlikte yaşlanır. Kasap Sezai’nin koyunlarından kurbanlık olmaz; komunisttir koyunları!

Kankası Sucu Osman, hiçbir şeyden çekmemiştir, Sezai’den çektiği kadar. Sezai birgün, öldü diye, camiden salasını verdirir Sucu Osman’ın. Sucu Osman bile şaşırır kalır bu işe, salası okunurken belki bir an tereddüt bile etmiştir, “yahu hakket ben öldüm mü ki?” diye… Sevenleri Sucu Osman için gözyaşı dökerken, o, kahve önünde oturuyordu ve kimbilir neler düşünüyordu…

Sezai, kahvenin önünde birkaç kişiyle oturmuş yerel radyoyu dinlerken, canlı yayında lakaytlık ve cıvıklıkla program sunan radyo sunucusuna sinirlenir ve radyoyu arar, canlı yayına bağlanır. Önce, bir temiz lakayt sunucuyu fırçalar tüm ciddiyetiyle “böyle program sunulmaz, saygılı, seviyeli ol” babında. Sunucu kız özür diledikten sonra, “Sezai bey sizin için hangi parçayı çalalım” diye sorar mahcup bir tavırla. Sezai de tüm ciddiyetiyle, kahve önünde birlikte oturdukları arkadaşları için bir türkü ister. İstek parça nefistir, tam da o anki ciddiyetine uygun: “Pisiga vurdum taşinan / Gözlari doldi yaşinan!”

12 Eylül öncesi ‘anarşik ortam’ı bile eğlenceye çeviren bir adamdır Sezai. O gergin günlerde Tevfik Emmi’ye öyle bir şaka yapar ki, şaka ilçeye bomba gibi düşer. Sezai’nin, şaka yapabilmek için Tevfik Emmi’yi, çarşının orta yerinde beton köprünün ayağındaki umumi tuvalete sokması gerekir. Alır Tevfik Emmi’yi tuvaletlerin karşısındaki kahveye, otururlar. Sezai içirir çayı, içirir çayı… Tevfik Emmi’nin, Sezai’nin ısmarladığı onca çaydan sonra hâlâ tuvalet ihtiyacı duymaması üzerine, son çare olarak çayına müshil ilacı katar ve sinsi planı başlatır. Müshili alan tüccar Tevfik Emmi, kendini zor atar köprünün dibindeki umumi tuvaletlere! Sezai, tuvaletlerin girişine gürültüyle patlayan molotof kokteyli benzeri bir şeyi atınca, tuvalette Tevfik Emmi’nin korkudan ödü patlar! Pantolon dizlerde, atar kendini caddeye. Korkudan ne yapacağını bilmez bir halde cadde ortasında kalakalan Tevfik Emmi’nin yanına, o zamanlar önemli bir günlük gazetenin muhabirliğini de yapan –ve şakanın bir parçası olan- Sucu Osman elinde mikrofonla yetişir! Mikrofonu Tevfik Emmi’ye uzatıp, “Bomba nerden geldi?” diye sorar. Ve işte ‘sağcı’ Tevfik Emmi’nin heyecan dolu kısa şu yanıtı, ilçede söylene söylene espri-kalıp söz olur çıkar. 

Bomba nerden geldi? Suldan geldi! (meali: soldan geldi, yani solcular attı bombayı!).

Uzun saçları ve sakallarıyla, gülen yüzüyle, rakı masalarında doyumsuz sohbetlerin adamıdır Kasap Sezai. Belki rakıdan önce yenen ızgara köfteler de Sezai’nin kestiği koyunların etindendir.

Kasap Sezai, sen şuncacık yazıya sığacak adam değilsin amma, idare et işte, bu kadar anlatabildik seni.

Taner Artvinli

ETİKETLER :

ÖNERİLEN HABERLER

2025 KUTLAMA TV+ BANNER AKBANK Arhavi Çay Bisse Erkek Giyim
30.Ağustos-3 30 Ağustos-2 30 Ağustos-1